30 Haziran 2022 Perşembe

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN EN SEVİLEN ŞİİRLERİ

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN ŞİİRLERİ





ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN'ın en sevilen şiirleri..




BENİ UNTUMA

Bir gün gelir de unuturmuş insan

En sevdiği hatıraları bile

Bari sen her gece yorgun sesiyle

Saat on ikiyi vurduğu zaman

Beni unutma


Çünkü ben her gece o saatlerde

Seni yaşar ve seni düşünürüm

Hayal içinde perişan yürürüm

Sen de karanlığın sustuğu yerde

Beni unutma


O saatlerde serpilir gülüşün

Bir avuç su gibi içime, ey yar

Senin de başında o çılgın rüzgar

Deli deli esiverirse bir gün

Beni unutma


Ben ayağımda çarık, elimde asa

Senin için şu yollara düşmüşüm

Senelerce sonra sana dönüşüm

Bir mahşer gününe de rastlasa

Beni unutma


Halâ duruyorsa yeşil elbisen

Onu bir gün benim için giy

Saksıdaki pembe karanfilde çiğ

Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen

Beni unutma


Büyük acılara tutuştuğum gün

Çok uzaklarda da olsan yine gel

Bu ölürcesine sevdiğine gel

Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün

Beni unutma





SEVİ ŞİİRİ


Ben senin en çok sesini sevdim

Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi

Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren

Bana her zaman dost, her zaman sevgili


Ben senin en çok ellerini sevdim

Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak

Nice güzellikler gördüm yeryüzünde

En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak


Ben senin en çok gözlerini sevdim

Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil

Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar

Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil


Ben senin en çok gülüşünü sevdim

Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran

Unutturur bana birden acıları, güçlükleri

Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman


Ben senin en çok davranışlarını sevdim

Güçsüze merhametini, zalime direnişini

Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında

Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini


Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim

Tüm çocuklara kanat geren anneliğini

Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada

Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini


Ben senin en çok bana yansımanı sevdim

Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni

Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim

Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...




MİLYON KERE AYTEN


Ben bir Ayten'dir tutturmuşum Oh ne iyi

Ayten'li içkiler içip

Sarhoş oluyorum ne güzel

Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum Ayten üstüne

Saatim her zaman Ayten'e beş var Ya da Aytenli beş geçiyor

Ne ya...na baksam gördüğüm o

Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz Günlerden Aytenertesidir

Odur gün gün beni yaşatan

Onun kokusu sarmıştır sokakları

Onun gözleridir şafakta gördüğüm

Akşam kızıllığında onun dudakları

Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim Aytenii övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz

Bir kadehte sizinle içeriz Ayten'li iki laf ederiz Onu siz de seversiniz benim gibi

Ama yağma yok

Ayten'i size bırakmam

Alın tek kat elbisem i size vereyim Cebimde bir on liram var

Onu da alın gerekirse

Ben Ayten'i düşünürüm, üşümem

Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar Parasızlık da bir şey mi

Ölüm bile kötü değil

Aytensizlik kadar

Ona uğramayan gemiler batsın Ondan geçmeyen trenler devrilsin Onu sevmeyen yürek taş kesilsin Kapansın onu görmeyen gözler Onu övmeyen diller kurusun

iki kere iki dört elde var Ayten Bundan böyle dünyada

Aşkın adı Ayten olsun


RIZA TEVFİK BÖLÜKBAŞI ''SERZENİŞ'' ŞİİRİ

 RIZA TEVFİK BÖLÜKBAŞI ŞİİRLERİ



RIZA TEVFİK BÖLÜKBAŞI'NIN en sevdiğim şiirini sizlerle paylaşıyorum


SERZENİŞ

Yürü hey bi-vefa hercai güzel,

Gönlüm o sevdadan vaz geldi geçti;

Soldu açılmadan gonce-i emel,

Sonbahara erdik yaz geldi geçti.


Sana şerhederken hicran-ı aşkı

Dizinde okudum destan-ı aşkı

Buselerle aldım peyman-ı aşkı

Unutma arada söz geldi geçti.


Hüsnüne bu kadar niçin övündün?

Bir yanar ateştin sinemde; söndün!

Ahd-ü peyman ettin sözünden döndün

O da bir hevesmiş tez geldi geçti.

İRFAN KURUDİREK ''GAM'' ŞİİRİ

 Bu şairle ve bu güzel şiiriyle yeni tanıştım .Her okuduğumda hem içimi ürperten hem de yumuşatan bir yanı var.Sizlerle de paylaşmak istedim.





GAM..

o'nun bıraktığı nefesi alıyorum,

tanrım;

tüm bu güzel hava için

minnettarım.


gülmek diyorum tanrım,

gülmek o'na çok yakışıyor.

izin ver,

yarım yanıma kalsın.


teşekkürler tanrım,

borcum olsun - öderim.

elimden her iş gelir,

yeter ki eli elimde olsun.


tanrım teşekkürler,

bunca yıl biriktirdiğim eksiklerim

eksiksiz ulaştı gönlüme

eksiksizim,

ne olur beni onunla eksiltme.


tanrım minnettarım,

gözlerimdeki boşluğu gözleri dolduruyor.

ama tanrım gözlerim;

o'nun boşluğunu görebilecek kadar uzağı görmüyor,

bizi koru tanrım.


demem o ki tanrım;

bu gece ferhat'ı karşılamaya, dağa çıkıyorum.

anlatacaklarım var, derin.

sen ferhat'a sabır ver,

âmin.


yanına yakıştığım için sağ ol tanrım,

kusura bakmazsa o, ondan önce seni sevdim.

ne güzel sevmişim; yanım o.

iyi ki varsın tanrım.


tanrım affet;

hangi gökkuşağının altından geçip

"o" hazineye kavuştum, bilemedim.

ben, hazineye bakıyordum

göremedim.


teşekkürler tanrım;

o'nun gelişiyle

zihnime yeni yeni tanımlar, harfler, cümleler indirdiğin için.

ya konuşamasaydım?


ulu tanrım,

o dokunduktan sonra

kokmayan çiçekler için de teşekkür ederim.

-yanılmamışım.


iyi ki her yerdesin tanrım;

yoksa

o'nu uykuda

kime emanet ederdim?


teşekkürler tanrım;

dünya dönüyor

inan, daha iyi bir beşik bulamazdım.


***

tanrım;

daha önce ağlamasaydım

gamzemin yolunu bulamazdım,

yolu gösterdiğin için

minnettarım.


***


senin bu yazından sonra

"yazıyorum" dediğim için

utanıyorum tanrım.

yazın çok güzelmiş.


tüm bebekler için teşekkür ederim tanrım;

o'nun gülüşüne koyduğun

tüm bebekler için

teşekkür ederim.

-büyüksün.


tanrım;

bugün için de teşekkür ederim,

bize her gün karşılıksız sevmeyi "anne" ile gönderdin,

bugün o'nu annemin sesiyle sevdim.


ve ulu tanrım;

sabah ezanı için,

minnettarım.

BAHAATTİN KARAKOÇ EN SEVİLEN ŞİİRLERİ

BAHAATTİN KARAKOÇ ŞİİRLERİ

BAHAATTİN KARAKOÇ'UN en sevdiğim ŞİİRLERİNİ SİZLERLE PAYLAŞIYORUM.



SEBEBİ SENSİN 


 Dilime sen verdin gül ezgisini,

Bir gönül üzdümse sebebi sensin! ...

Seninle aşmışım dur çizgisini,

Töreyi bozdumsa sebebi sensin! ...


Ufuk ufuk uçtum daldım derine,

Sen öğrettin çoban kimdir, sürü ne?

Daha yaklaşmadan konak yerine,

Göçümü çözdümse sebebi sensin! ...


Bir renk cümbüşüyle sular ışıdı,

Düş bahçeme kuşlar bahar taşıdı,

Kurbanlık koç güldü, bıçak üşüdü,

Hep esrik gezdimse sebebi sensin! ...


Kimi deli diye güler arkamdan,

Kimi suçlu diye tutar yakamdan,

Eller değil,aklım korkar şakamdan,

Kendime kızdımsa sebebi sensin! ...


Düşmanımın yarasını sardımsa,

Muhabbeti sofra sofra serdimse,

Her güzele hemen gönül verdimse,

Petekler süzdümse sebebi sensin! ...


Dostun sitemleri deler bağrımı,

Sağır gökler yutar yanık çağrımı,

Uzun yıllar gizledimse ağrımı,

Ve şimdi yazdımsa sebebi sensin! ...


Beklerim özüme mihman olasın,

Her selâmın canevimi sulasın.

Bende sabır tükeniyor bilesin,

İçmeden sızdımsa sebebi sensin! ...


IHLAMURLAR ÇİÇEK AÇTIĞI ZAMAN 

Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü

Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü

Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü

Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana

Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana

-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.


Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden

Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden

Bebekler hayta hayta yürümeden

Geleceğim diyorum, geleceğim sana

Ne olur kesin bir takvim sorma bana

-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.


Beklesen de olur, beklemesen de

Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende

Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde

Hangi ses yürekten çağırır beni sana

Geleceğim diyorum, takvim sorma bana

-Ihlamur çiçek açtığı zaman.


Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi

Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi

Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?

Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana

Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana

-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.


Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden

Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben

Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden

Gemileri yaksalar da geleceğim sana

On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana

-Ihlamur çiçek açtığı zaman.


Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif

Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız

Ey benim alfabemdeki kadîm Elif

Ne güzellik, ne de tat var baharsız

Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana

Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana

-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.


Ihlamurlar çiçek açtığı zaman

Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan

Kimseye uğramam ben sana uğramadan

Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana

Takvim sorup hudut çizdirme bana

Ben sana çiçeklerle geleceğim

-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

CAHİT SITKI TARANCI'NIN EN SEVİLEN ŞİİRLERİ

 CAHİT SITKI TARANCI ŞİİRLERİ


En güzel Cahit Sıtkı Tarancı şiirlerini sizler için seçtim..





Ömrümde Sükut


Çıngıraksız, rehbersiz deve kervanı nasıl

İpekli mallarını kimseye göstermeden

Sonu gelmez kumlara uzanırsa muttasıl

Ömrüm öyle esrarlı geçecek ses vermeden


 

Ve böylece bu ömür, bu ömür her dakika

Bir buz parçası gibi kendinden eriyecek

Semada yıldızlardan, yerde kurtlardan başka

Yaşayıp öldüğümü kimseler bilmeyecek.




OTUZ BEŞ YAŞ

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.

Dante gibi ortasındayız ömrün.

Delikanlı çağımızdaki cevher,

Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,

Gözünün yaşına bakmadan gider.



 

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?

Benim mi Allahım bu çizgili yüz?

Ya gözler altındaki mor halkalar?

Neden böyle düşman görünürsünüz,

Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!

Hangi resmime baksam ben değilim.

Nerde o günler, o şevk, o heyecan?

Bu güler yüzlü adam ben değilim;

Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;

Hatırası bile yabancı gelir.

Hayata beraber başladığımız,

Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;

Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!





DESEM Kİ

Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor

Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini

Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim

Senden kopardım çiçeklerin en solmazını

Toprakların en bereketlisini sende sürdüm

Sende tattım yemişlerin cümlesini

Desem ki sen benim için,

Hava kadar lazım,

Ekmek kadar mübarek,

Su gibi aziz bir şeysin;

Nimettensin, nimettensin.

Desem ki...

İnan bana sevgilim inan

Evimde şenliksin, bahçemde bahar;

Ve soframda en eski şarap.

Ben sende yaşıyorum,



 Sen bende hüküm sürmektesin.

Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,

Rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber.

Günlerden sonra bir gün,

Şayet sesimi fark edemezsen

Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden,

Bil ki ölmüşüm.

Fakat yine üzülme müsterih ol

Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini

Ve neden sonra

Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede

Hatırla ki mahşer günüdür

Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum





MEMLEKET İSTERİM


Memleket isterim

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;

KUşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim

Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;

Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.


 

Memleket isterim

Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;

Kış günü herkesin evi barkı olsun.


 


Memleket isterim

Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;

Olursa bir şikayet ölümden olsun.




GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN


Ne doğan güne hükmüm geçer,

Ne halden anlayan bulunur;

Ah aklımdan ölümüm geçer;

Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.


Ve gönül Tanrısına der ki:

- Pervam yok verdiğin elemden;

Her mihnet kabulüm, yeter ki

Gün eksilmesin penceremden!





KARA SEVDA


Bir kere sevdaya tutulmaya gör;

Ateşlerde yandığının resmidir.

Aşık dediğin, Mecnun misali kör;

Ne bilsin alemde ne mevsimidir.



Dünya bir yana, o hayal bir yana;

Bir meşaledir pervaneyim ona.

Altında bir ömür döne dolana

Ağladığım yer penceresi midir?


 

Bir köşeye mahzun çekilen için,

Yemekten içmekten kesilen için,

Sensiz uykuyu haram bilen için,

Ayrılık ölümün diğer ismidir.





ZİYA OSMAN SABA ''GEÇEN ZAMAN'' ŞİİRİ

ZİYA OSMAN SABA ŞİİRLERİ


ZİYA OSMAN SABA'nın en sevdiğim şiiri





GEÇEN ZAMAN

 Hiç olmazsa unutmamak isterdim.

Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar...

Yalnız bırakmayın beni hatıralar.

Az yanımda kal çocukluğum,

Temiz yürekli uysal çocukluğum...

Ah, ümit dolu gençliğim,

İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgilim...

-Doğduğum ev. Rahatlıyacak içim duysam

Bir tek kapının sesini.

Arıyorum aklımda bir ninni bestesini...

Böyle uzaklaşmayın benden, yaşadığım günler.

Güneş, getir bir bayram sabahını.

Açılın açılın tekrar

Çocuk dizlerimdeki yaralar,

Hepiniz benimsiniz:

Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar...

Yalnız hatırlamak hatırlamak istiyorum

Nerde kaldı sevgilim, seni ilk öptüğüm gün,

Rengine doymadığım o sema,

Ahengine kanmadığım ırmak.

Bırakıp herşeyi nereye gidiyorum?

Neler geçmişti aklımdan,

Nedendi ağladığım, nedendi güldüğüm?

Ah nasıldı yaşamak?

BEDİRHAN GÖKÇE ''GİT'' ŞİİRİ

BEDİRHAN GÖKÇE ŞİİRLERİ






Bedirhan Gökçe' nin en sevdiğim şiirlerinden birini seçtim sizler için..

GİT

Ayrılığın nağmesi bu duyduğumuz,
Bakışların gönlümü caydırmadan git.
Ne bir hatıran kalsın ne de bir umut,
Duruşların gönlümü yandırmadan git.

Bütün resimlerini sök at duvardan,
Sana ait ne varsa çıkart odamdan.
Kitabın arasında şöyle canından,
Bir gül bırakmıştın ya soldurmadan git.

Hani bir şarkı vardı mazide kalan,
Öyle içten acıklı, öylesi nalan.
Göğsüme yaslanıp da sevince boğan,
Yeşermiş tüm aşkları kurutmadan git.

Nasıl güzeldi herşey hatırlasana,
Nasıl gülüşürdük biz dert ortasında.
Ekmek paramız yokmuş ne gam, ne tasa,
Güzel hatıraları zehretmeden git.

Hani mevsimlerden, hep biri bahardı,
Hani gökten her cemre bize yağardı,
Hani kış ortasında mevsim bahardı,
Şu inanmış gönlümü, kandırmadan git.
Allah aşkına bırak, öldürmeden git...

YAVUZ BÜLENT BAKİLER ''ŞAŞIRDIM KALDIM'' ŞİİRİ

 




ŞAŞIRDIM KALDIM İŞTE


  

Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla,

Bâzan sessiz sedasız, ipekten kanatlarla,

Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla,

Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla,

Adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla,

Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla,

Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla,

Sözde senden kaçıyorum  doludizgin atlarla..


Ne olur bir gün beni kapında olsun dinle,

Öldür bendeki beni, sonra dirilt kendinle,

Çarpsan karasevdayı en azından yüzbinle,

Nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle.

Kaç defa çıkıp gittim buralardan yeminle,

Ama her defasında geri döndüm seninle.

Hangi düğüm çözülür nazla, sitemle, kinle?

Ne olur bir gün beni, kapında olsun dinle..


Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki n'emsin?

Bazan kızkardeşimsin, bazan öpöz annemsin,

Sultanımsın susunca, konuşunca kölemsin,

Eksilmeyen çilemsin,

Orada ufuk çizgim, burda yanım yöremsin,

Beni ruh gibi saran sonsuzluk dairemsin,

Çaresizim, çaremsin.

Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki n'emsin? 


ŞÜKRÜ ERBAŞ ŞİİRLERİ

 ŞÜKRÜ ERBAŞ ŞİİRLERİ





SENİN KORKULARINI BENİM İNCELİĞİMİ


Ayrılık ne biliyor musun?

Ne araya yolların girmesi,

ne kapanan kapılar,

ne yıldız kayması gecede,

ne ceplerde tren tarifesi,

ne de turna katarı gökte.


İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!


İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini,

birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine.

Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken,

duvarlara dalıp dalıp gitmesi.

Türküsünü söylecek kimsesi kalmamak ayrılık.

Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin.

Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun.

Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya.

İki adımdan biri insanın, sevincin kundakçısı,

hüznün arması ayrılık




AYKIRI YAŞAMAK


Geriye dönerek yanıtlıyoruz birbirimizi

Bir destek aranır bir güç alırcasına

Dönerek ikide bir anıların ülkesine..

Alnımızı gererek konuşuyoruz, kaşlarımızı

Bir ince eğimle siper edip bakışlarımıza

Çok iyi bildiğimiz bir duyguyu

- O biraz yenilgiye biraz ezikliğe benzer

Ortak yaşadığımız sızım sızım -

Saklamaya çalışıyoruz birbirimizden.


Uzun uzun susuyoruz sözün kıyılarında

Hangi kapıyı aralasak bir uzaklık esiyor

Hiçbir düşünceyi sonuna dek götüremiyoruz.

- Böyle belirlenmiş sınırlar içinde

Bir iç denetimle, bir dış denetimle

Konuşmak da eski tadını yitirdi -

Düşler kuruyoruz yeniden gelecek üzerine

Kaldırıp kirpiklerimizi ayak uçlarımızdan

Dağlara bakıyoruz, ufuklara, bulutlara

- Ah, o insan yüreğinin değişmeyen tutkusu -


Bir güncel sesle sonra, çirkin ve çiğ

Bir kirli görüntüyle hayata ilişkin

Dönüyoruz gerçeğin o kalın çizgisine..

Yeni yeni yaşamlar kuruyoruz ödünler vererek

Aklımızda yüzlerce geçerli açıklama:

"Yaşamak zorundayız nasılsa, iyidir

Hiç yoktan var olmak" adına

Karşı çıktığımız ne varsa yapıyoruz hepsini.

Bir kan pıhtısı gibi yarada kuruyan

Binlerce uyuşturucu merhemle donuyor kalbimizde

Anılar, inançlar, incelikler, düşler..


SENİ HİÇBİR DÜNYA TELAŞINA DEĞİŞMEDİM BEN

“Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. 

Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. 

Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını.

 Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep.

Sevincini bir barış, bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. 

Sesine güvendim, gözlerine en çok yakışan o sürekli yaz ikindisine.

Bütün öksüzlerin kederiyle baktım yüzüne, ne zaman geleceği düşündüysem.

Bir haksızlığı haykıran herkese senin soluğunu verdim. 

Bütün hapislerin penceresi yaptım seni. 

Sonra tuttum kenar mahallelerin yalnızlığını gösterdim, bir özür, bir bağışlanma umuduyla. 

öze inandım, gövdene ondan çok…

Dönüp dönüp sana geldikçe anladım özgürlüğün aşk olduğunu. 

Alışkanlıklara yenilmedim ben, seni bir alışkanlığa dönüştürmek istemedim yalnızca.

Işıklı bir korunak arayacağım sesinin kıvrımlarında. 

‘Gelmen iyiliktir’ diyeceğim. 

Yüreğimden başka yanıtım olmayacak.

 Bir sorudan bir soruya vuracağım seni yine.

Dünyanın bütün yağmurları yağacak iki söz arasında.

 Ellerimi geçmişe mi geleceğe mi koyacağımı şaşıracağım.

Küller altındaki köz için bir yudum soluk isteyeceğim. 

'Aşk iki kişiliktir’ sözünü düşüneceğim uzun uzun. 

Kalkıp pencereden hayata bakacağım. 

Alnından öptüğüm yerde 'Ülkemsin’ diyeceğim. 

Bir gülüşünle çıkıp caddeleri dolduracağım.

Ya sen bu ülkede doğmasaydın, ya ben aşkı herkes gibi bilseydim?”



NAZIM HİKMET ŞİİRLERİ

 NAZIM HİKMET ŞİİRLERİ


NAZIM HİKMET 'İN en güzel şiirlerini sizler için seçtim





BENCE ŞİMDİ SEN DE HERKES GİBİSİN

 

 

Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor 

 Onlardan kalbime sevda geçmiyor 

 Ben yordum ruhumu biraz da sen yor 

 Çünkü bence şimdi herkes gibisin 

 Yolunu beklerken daha dün gece 

 Kaçıyorum bugün senden gizlice 

 Kalbime baktım da işte iyice 

 Anladım ki sen de herkes gibisin 

 Büsbütün unuttum seni eminim 

 Maziye karıştı şimdi yeminim 

 Kalbimde senin için yok bile kinim 

 Bence sen de şimdi herkes gibisin

 

 

 

 

HASRET

Denize dönmek istiyorum! 

 Mavi aynasında suların: 

 boy verip görünmek istiyorum! 

 Denize dönmek istiyorum! 

 Gemiler gider aydın ufuklara gemiler gider! 

 Gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder. 

 Elbet ömrüm gemilerde bir gün olsun nöbete yeter. 

 Ve madem ki bir gün ölüm mukadder; 

 Ben sularda batan bir ışık gibi 

 sularda sönmek istiyorum! 

 

 

O MAVİ GÖZLÜ BİR DEVDİ

 

O mavi gözlü bir devdi. 

 Minnacık bir kadın sevdi. 

 Kadının hayali minnacık bir evdi, 

 bahçesinde ebruli 

 hanımeli 

 açan bir ev. 

 Bir dev gibi seviyordu dev. 

 Ve elleri öyle büyük işler için 

 hazırlanmıştı ki devin, 

 yapamazdı yapısını, 

 çalamazdı kapısını 

 bahçesinde ebruli 

 hanımeli 

 açan evin. 

 O mavi gözlü bir devdi. 

 Minnacık bir kadın sevdi. 

 Mini minnacıktı kadın. 

 Rahata acıktı kadın 

 yoruldu devin büyük yolunda. 

 Ve elveda! deyip mavi gözlü deve, 

 girdi zengin bir cücenin kolunda 

 bahçesinde ebruli 

 hanımeli 

 açan eve. 

 Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev, 

 dev gibi sevgilere mezar bile olamaz: 

 bahçesinde ebruli 

 hanımeli 

 açan ev..

 

 

 

TAHİR İLE ZÜHRE MESELESİ

 

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da 

 hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, 

 bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte 

 yani yürekte.

 Meselâ bir barikatta dövüşerek 

 meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken 

 meselâ denerken damarlarında bir serumu 

 ölmek ayıp olur mu?

 Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da 

 hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

 Seversin dünyayı doludizgin 

 ama o bunun farkında değildir 

 ayrılmak istemezsin dünyadan 

 ama o senden ayrılacak 

 yani sen elmayı seviyorsun diye 

 elmanın da seni sevmesi şart mı? 

 Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık 

 yahut hiç sevmeseydi 

 Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

 Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da 

 hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

 

 

 

SENİ DÜŞÜNMEK

 

Seni düşünmek güzel şey,

 ümitli şey,

 dünyanın en güzel sesinden

 en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey...

 Fakat artık ümit yetmiyor bana,

 ben artık şarkı dinlemek değil,

 şarkı söylemek istiyorum...

 

 

 

 

SEVİYORUM SENİ

Seviyorum seni

 ekmeği tuza banıp yer gibi

 Geceleyin ateşler içinde uyanarak

 ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi

 Ağır posta paketini

 neyin nesi belirsiz

 telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi

 Seviyorum seni

 denizi ilk defa uçakla geçer gibi

 İstanbul\'da yumuşacık kararırken ortalık

 içimde kımıldayan birşeyler gibi

 Seviyorum seni

 Yaşıyoruz çok şükür der gibi.

 

 

EN GÜZEL DENİZ

En güzel deniz:

 henüz gidilmemiş olanıdır,

 En güzel çocuk:

 henüz büyümedi.

 En güzel günlerimiz:

 henüz yaşayamadıklarımız,

 Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:

 henüz söylememiş olduğum sözdür...

 

 

 

CEVİZ AĞACI

Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,

 ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,

 budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.

 Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

 Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.

 Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.

 Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,

 koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.

 Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.

 Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a.

 Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.

 Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u.

 Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.

 Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

 

ÖZDEMİR ASAF ŞİİRLERİ

 

ÖZDEMİR ASAF ŞİİRLERİ


Özdemir Asaf'ın en güzel şiirlerini sizler için seçtim.




AĞLAMAK


Ağlayanlar sevinmeli

Sevin ağlıyabiliyorsan

Acılar art arda dinmeli


Durur bir nöbetçi gibi

Durur bir bekçi gibi

Zamana gülmeli gülmeli


Sevin ağlıyabiliyorsan

Unutmanın kardeşidir ağlamak

Uyur uyanır yatağında duyguların

Düşüncenin kucağında hep çocuktur

Ağlamak.




AKIL GÖZÜ


Seni bulmaktan önce aramak isterim.

Seni sevmekten önce anlamak isterim.

Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,

Sana hep, hep yeniden başlamak isterim.



AŞK  


Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,

Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.

Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;

Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.




LAVİNiA


Sana gitme demeyeceğim.

Üşüyorsun ceketimi al.

Günün en güzel saatleri bunlar.

Yanımda kal.


Sana gitme demeyeceğim.

Gene de sen bilirsin.

Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,

İncinirsin.


Sana gitme demeyeceğim,

Ama gitme, Lavinia.

Adını gizleyeceğim



ÇOCUKLARA


Yalan bile söylerken

Prensibim doğruluk

İsterim ki ben

Sen de öyle ol çocuk



MESAJ


ölebilirim genç yaşımda,

en güzel şiirlerimi söylemeden götürebilirim.

şimdi kavak yelleri esiyorken başımda,

sevgilim,

seni bir akşamüstü düşündürebilirim.



CEMAL SÜREYA ŞİİRLERİ

 CEMAL SÜREYA ŞİİRLERİ

EN GÜZEL CEMAL SÜREYA ŞİİRLERİNİ SİZLER İÇİN SEÇTİM..



İKİ KALP


İki kalp arasında en kısa yol:

Birbirine uzanmış ve zaman zaman

Ancak parmak uçlarıyla değebilen

İki kol


Merdivenlerin oraya koşuyorum,

Beklemek gövde gösterisi zamanın;

Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,

Bir şeyin provası yapılıyor sanki.



 

Kuşlar toplanmışlar göçüyorlar

Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.




ÖNCE ÖP SONRA DOĞUR BENİ



şimdi

utançtır tanelenen

sarışın çocukların başaklarında.


ovadan

gözü bağlı bir leylak kokusu ovadan

çeviriyor o küçücük güneşimizi.



 

taşarak evlerden taraçalardan

gelip sesime yerleşiyor.


sesimin esnek baldıranı

sesimin alaca baldıranı.


ve kuşlara doğru

fildişi rüzgarın tavrı.

dağ güneş iskeleti.




Sizin hiç babanız öldü mü?

Benim bir kere öldü kör oldum

Yıkadılar aldılar götürdüler

Babamdan ummazdım bunu kör oldum

Siz hiç hamama gittiniz mi?

Ben gittim lambanın biri söndü

Gözümün biri söndü kör oldum

Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak

Şöylelemesine maviydi kör oldum

Taşlara gelince hamam taşlarına

Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi

Taşlarda yüzümün yarısını gördüm

Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü

Yüzümden ummazdım bunu kör oldum

Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?




tahta heykeller arasında

denizin yavrusu kocaman.


kan görüyorum taş görüyorum

bütün heykeller arasında

karabasan ılık acemi

– uykusuzluğun sütlü inciri –

kovanlara sızmıyor.


annem çok küçükken öldü

beni öp, sonra doğur beni.




ben bütün hüzünleri denemişim kendimde

canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını

bir bir denemişim bütün kelimeleri

yeni sözler buldum seni görmeyeli


kuliste yarasını saran soytarı gibi

seni görmeyeli

kasketim eğip üstüne acılarımın

sen yüzüne sürgün olduğum kadın

kardeşim olan gözlerini unutmadım

çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat




HÜZÜN KUŞLARI

 

ben bütün hüzünleri denemişim kendimde

canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını

bir bir denemişim bütün kelimeleri

yeni sözler buldum seni görmeyeli


kuliste yarasını saran soytarı gibi

seni görmeyeli

kasketim eğip üstüne acılarımın

sen yüzüne sürgün olduğum kadın

kardeşim olan gözlerini unutmadım

çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat



 

sen tutar kendini incecik sevdirirdin

bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa

şanssızım diyemem kendi payıma

hain bir aşk bu kökü dışarda

olur böyle şeyler ara sıra

olur ara sıra




SİZİN HİÇ BABANIZ ÖLDÜ MÜ?



Sizin hiç babanız öldü mü?

Benim bir kere öldü kör oldum

Yıkadılar aldılar götürdüler

Babamdan ummazdım bunu kör oldum

Siz hiç hamama gittiniz mi?

Ben gittim lambanın biri söndü

Gözümün biri söndü kör oldum

Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak

Şöylelemesine maviydi kör oldum

Taşlara gelince hamam taşlarına

Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi

Taşlarda yüzümün yarısını gördüm

Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü

Yüzümden ummazdım bunu kör oldum

Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?





GİT


Şimdi sen kalkıp gidiyorsun, git.

Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar, gitsinler.

Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin

Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık

Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı

Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü

Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti

Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz

Sanki hiç olmamıştı


Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu

Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullar

Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların

Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek

Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken

Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti

Çünkü iki kişiydik


Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya

Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız

Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu

İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük

Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde

Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra

Sonrası iyilik güzellik.


ORHAN VELİ ŞİİRLERİ

ORHAN VELİ ŞİİRLERİ 


En güzel Orhan Veli şiirlerini sizler için seçtim..




 Anlatamıyorum


“Ağlasam sesimi duyar mısınız,

Mısralarımda;

Dokunabilir misiniz,

Gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,

Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu

Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;

Her şeyi söylemek mümkün;

Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;

Anlatamıyorum.”


Gün Olur


“Gün olur, alır başımı giderim,

Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.

Şu ada senin, bu ada benim,

Yelkovan kuşlarının peşi sıra.

Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;

Çiçekler gürültüyle açar;

Gürültüyle çıkar duman topraktan.

Hele martılar, hele martılar,

Her bir tüylerinde ayrı telaş!…

Gün olur, başıma kadar mavi;

Gün olur başıma kadar güneş;

Gün olur, deli gibi…”


Dalga

“Mesut sanmak için kendimi

Ne kağıt isterim, ne kalem

Parmaklarımda sigaram

Dalar giderim mavisinden içeri

Karşımda duran resmin..


Giderim deniz çeker

Deniz çeker, dünya tutar

İçkiye benzer birşey mi var

Birşey mi var ki havada

Deli eder insanı, sarhoş eder?”


Birdenbire


“Birdenbire;

Her şey birdenbire oldu.

Kız birdenbire, oğlan birdenbire;

Yollar, kırlar, kediler, insanlar…

Aşk birdenbire oldu,

Sevinç birdenbire…”


Ayrılış

“Bakakalırım giden geminin ardından;

Atamam kendimi denize, dünya güzel;

Serde erkeklik var, ağlayamam.”



Açsam Rüzgara

“Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş

Mavilerde sefer etmek!

Bir sahilden çözülüp gitmek

Düşünceler gibi başıboş.

Açsam rüzgara yelkenimi;

Dolaşsam ben de deniz deniz

Ve bir sabah vakti, kimsesiz

Bir limanda bulsam kendimi.”

CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI ÇIKMIŞ SORULAR PDF





Cumhuriyet edebiyatı çıkmış sorulara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.👇👇👇👇👇👇👇👇

CUMHURİYET EDEBİYATI ÇIKMIŞ SORULAR  İNDİR

HALK EDEBİYATI ÇIKMIŞ SORULAR PDF



Halk edebiyatı çıkmış sorulara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz..

halk edebiyatı çıkmış sorular  İNDİR


Şiir - Görmek İster İnsan

 Görmek ister insan  Bir kavak gibi aşıp boyunu duvarların Yaprakları o ağacın  Değer birbirine bir rüzgar eliyle  Sonra duyulur o ilk yaz h...