Hayatın da bir matematiği var

 




Hayatın da bir matematiği var .Artılar ,eksiler ,bölmek, çarpmak, çıkarmak,toplamak bunların hepsi var bizde.hayatimiza aldıklarımiz, çıkardıklarımız,Bölmek değil ama bölünmek var mesela ,bazen bir karar alırız,yön değiştiririz,diretiriz , inat ederiz çogu zaman duvarlara çarpa çarpa buluruz yolumuzu.Artarız,eksiliriz, çoğaliriz ve büyürüz.Bazen problem o kadar karmaşıktır ki birden çok işlemi aynı anda yapmak gerekebilir.Dogru sonuca ulaşmak için farklı yollar deneriz defalarca.Silip silip baştan yazarız,Geriye dönüp bakariz gidiş yolumuza ben nerde hata yaptım diye.Bazen yoruluruz bırakırız kalemi elimizden ,vazgeceriz.Ya da doğru olduğunu düşündüğümüz cevaba sariliriz emin olmasak da .Ne de olsa dört yanlış bir doğruyu götürüyor diye bilmeden daha fazla yanlış hakkı tanırız kendimize.Belki de bizi kurtaracak olan bir doğruyu kaybetmek uğruna  .Sonucu bakarız üzülürüz ,özellikle bildiğimiz şeyleri küçük bir hata yüzünden kaybettiğimizde, hatalar yüzünden giden doğrulara,elimizde kalana.İşte hayatın sistemi de bu.Hani o en çok  zorlandığımız,sınıfta kaldığımız matematik üzerine kurulu.Belki de  bu yüzden basarısız olduk,sınıfta kaldik hayatta da bu dersi anlamamak yuzunden..Okulda öğretilen bu ders hayatın ta kendisiydi aslında.Tüm sorular,tüm problemler,tüm dersler hepsi hayatın bir özeti ,bu kurgunun ,planın bir parcasıydı.Okulda başarılı olan hayatta da başarılı mı dersek çoğu zaman evet.Yillar içinde,özenle,emek ve çaba ile yoğrulmuş olan bilgi mutlaka kişiyi A noktasından B noktasına taşır.Yeter ki bildiğini salt bilgi olarak değil içsellestirerek,hayata giydirerek,sorgulayarak ve özumseyerek deneyimlemiş olsun.Okul bir araçtan çok amaca hizmet eden bir yaşam alanıdır.Hayatın teorigini öğreten ve pratiğe hizmet eden akademidir.Gercekten amacımız hayati ogrenmekse okul ilk adımdır .O yaşa kadar bize öğretilen o somut ve soyut tüm değerleri anlamak ve deneyimlemek için düzenlenmiş ,kazanımları olan kurallı bir sistem.Her sistemde küçük yanilmalar , yanılsamalar ya da zaaflar görmek mümkün.Ama içeriği ,hedefleri ve amacı bakımından yegane kurumdur.Nasıl baktığımız ve nasıl anlamlandirdigimiz ile alakalı.Kimimize göre zorunluluk ,kimine göre ihtiyaç,kim e göre ise bir hapishane.Halbuki tek hapishane insanın zihnini saran yanılgılardir.Yoksa okullar bize özgürleşme fırsatı sunar.Kendimizi ve çevremizi  anlamamızı, yetenegimizi fark etmemizi sağlayan çok yönlü bir eğitim ağıdır.Kuralların olduğu yerde özgürlük olmaz dediğinizi duyar gibiyim fakat kuralların olmadığı bir yer başıboşluk ve düzensizlik yaratarak sistemi bozar.İnsan vücudundan ,ekosistem dengesine ve evrenin işleyişine kadar her şey bir düzen ve kural ihtiva eder.Kaldirip başınızı bir bakın gökyüzüne ,çevrenize sizce bu düzen olmsaydi dünya nasıl bir yer olurdu.Gunes doğacağı ve batacagi zamani, Mevsimler geleceği zamanı ,çiçekler açacağı zamanı bilir.Hicbir zerre kendisine konulmuş kuralların dışına çıkmaz .Bu böyledir,böyle olmak zorundadır.Bu sınırlar dünya için var olmak zorunda.Ama biz zihnimizi bu sınırların ötesine taşıyabiliriz.Var olan kuralların nedenini ,aslını ve ötesini görebiliriz.Bu düzenin içindeki ihtişamı ve sonsuzluğu ve özgürlüğü görebiliriz.Bedenin bize koyduğu sınırları aklımız ve hislerimiz ile aşabiliriz.10 tonluk bir arabayı bedenen kaldiramaysbiliriz ama düşüncemizle bunu başarabiliriz.Tek bir düşünce ile.Demek ki akıl , irade ve düşünebilme yetisi bizi özgürleştirir.O halde biz hangi sınırdan bahsediyoruz?.
Hayatın matematiğini iyi anlamak gerek,matematik olmadan bilim olmaz,hayat olmaz çünkü.Plani olup hesabi yapılmamış bir işten sonuç çıkmaz.Hesabi yapılmamış bir hayat bizden çok doğru götürür.Bu bir bakkal hesabı gibi basit olmamalı.Bir işletmeyi bir holdingi yönetir gibi yönetmeliyiz hayatımızı.Girdiyi, çıktıyı, kârı,zararı iyi bilmeliyiz.Yönetimi ve idareyi iyi bilmeliyiz.Krizlerle başa çıkmayı,batarsak yeniden çıkmayı gerektiğinde rekabeti öğrenmeliyiz.
Bunlar birer muhasebe ve muhakeme işidir.İşte biz bunları aslında o zor bela ite kaka gittiğiniz okullarda öğreniriz.Kime neye ne kadar değer vereceğimizi matematikten,neyi ne kadar kaldırabilecegimizi Fizikten,neyi neye ölçüde katacağımızı kimyadan,neye ne kadar gücümüz yettiğini biyolojiden,spordan görmeyi resimden dinlemeyi müzikten ,doğayı tanımayı anlamayı coğrafyadan,insanı tanımayı edebiyattan öğreniriz.

İşte okul deyip geçtiğimiz, eleştirdiğimiz,bitsin diye gün saydığımız o yer hayatın kendisidir.
Zaten hayat başlı başına bir okul değil midir?.Kaçışımız yok ,eğer okulda ögrenmedigimiz, kaçtığımız, görmezden geldiğimiz, önemsemedigimiz ne varsa hayat o başarısız olduğumuz ,göz ardı ettiğimiz her dersten tek tek sınayacak hepimizi.Ya şimdi ya da hayat boyu.Bence dirsek çürüttügümüz,bel büktüğümüz,zaman harcadığımız bize yoldaş olan o sıralara, sınıflara,okullara,hatta okul yoluna bir de bu gözden bakalım.
Düşünelim!
Okul nedir? Ders nedir? Hayat nedir?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NE ARARSAN KENDİNDE ARA!

Divan Edebiyatı: Berceste Beyitler