İnsanların bir kısmı hayatımızda figüran, çevremizi algılamamız için var. Bir kısmı da bizim için önemli rollerde. Mesela diğer insanları içi boş gibi düşünecek olursak onlar bizim düşünce, duygu ve davranışlarımıza göre bize ihtiyacımız olan yanıtı vererek, sihirli ayna görevi yapmak üzere bizim için var olan kişiler. Yanıtları bazen hoşumuza gider bazen de sıkıntı verir. Öfke, kırgınlık, üzüntü, endişe vs. yaratabilir. Ben bir arzu ve beklenti içindeysem diğerlerinin yanıtlarını, tutum ve davranışlarını beklentime oranlayarak değerlendiririm ve bir karara varırım. İyi-kötü, doğru-yanlış, haklı-haksız vb… Karşımdaki insan aslında benim yansımam olan biri, benim düşünce ve duygularıma karşılık sadece ve sadece evrimleşmem için, bir şeyleri fark edebilmem, kendimi değiştirebilmem için var olan, hayatıma çektiğim ayna görevini üstlenen biri. Benim düşünce, duygu ve davranışlarımın yarattığı titreşime uyumlu biri. Şimdi düşünüyorum da karşımdaki içi boş gibiyse ben ondan ne bekleyebilirim? Benim istediğim gibi davranmasını mı? Benim beklentim doğrultusunda hoşuma gidecek şeyleri söylemesini mi? Ama her zaman öyle olmuyor. O yalnızca ilahi plana uygun yönlendirilerek eksiklerimi tamamlamak üzere bana yanıtlar veriyor, tutum ve davranışlar sergiliyor. Diyelim ki hep pozitif düşündüm diğerlerinin de bana pozitif davranmasını umdum. Yine bazen olumlu bazen olumsuz davranışlarla karşılaşıyorum. Çünkü negatif pozitif dengesinin sağlanması gerekiyor. Ne zaman olanı olduğu gibi kabul etmeyi başarırsam işte o zaman arzu ve beklenti içinde olmayacağım için diğerlerinin davranışları artık benim için sadece gözlemlediğim şeyler olacaktır ve sihirli aynalarım artık sadece gerçek beni yansıtacaktır.
Semra Evrim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder