İZ BIRAKAN ÖGRETMEN
 1982 henüz beş yaşında karşı konulmaz bir istekle, bin bir uğraşla okula başlayan bir kız çocuğu. Çantasının yükünü o güçsüz omuzlarında hissetmeyen, hevesle her gün metrelerce yol yürüyen, sırasına oturduğunda ayakları yere bile değmeyen ama ümidi, okuma sevgisi göğe uzanan o küçük çelimsiz kız. Bir kuş gibi uçuyorken yüreği, öğretmeninin elinde kalıyor kırık kanatları. Yitiyor ümidi kısa zamanda. Küsüyor, kırılıyor, inciniyor tüm hevesi. Değersiz hissediyor kendini. Tam salıverecekken kendini boşluğa, bir el uzanıyor bir dönem sonra. Adı “Nusret Sifil”.Aşağı yukarı elli yaşında, ışıl ışıldı gözleri o gözlüklerin ardında. Munis, müşfik bir baba gibi adeta. Tutuyor ellerinden bakıyor ki kırmızı kurdelesi yok elması da hiç kızarmamış, bundandır üzgün yaralı bir serçe gibi o kız çocuğu. Seviyor onu, sarıyor sarmalıyor yaralarını, inandırıyor, ümitlerini besliyor. Diyor ki anneye: “Üzülme! Kızın istediği her şeyi başaracak bir gün, gurur duyacaksın”. Beş yıl ilmek ilmek işliyor ekiyor t