Taş uzaktan gelmez deniyor hani.Yani insan en büyük yanlışı, en büyük sıkıntıyı ya da zararı en yakınındaki insanlardan görüyor nedense.Bunu üzerine söylenmiş o kadar çok özlü söz var ki.İnsan bu çelişkiye anlam veremiyor ama gerçekten doğru tespitler bunlar.Eminim hepimiz ucundan kıyısından yaşamışızdır bu durumu. Akrabadan,kardeşten, hatta anne babasından bile hayatında bir zarar görmüştür.Bunu şu şekilde açıklamak isterim. İnsan nasıl anne babasından zarar görür ki diyenler olabilir. Çünkü hele de anne baba bir çocuğun sığınacağı güvenecegi tek limandır. Ama inanın insanoğlu o kadar bencil bir varlık ki.Bu adı ,namı ne olursa olsun fark etmiyor.İnsan illaki o ilkel benliğinin etkisinde kalıyor kimi zaman istemese de.Çünkü her canlı varlığını korumak,devam ettirmek,özüne sahip çıkmak olan yaşamsal içgüdülerinin tesiri ile ister istemez bencil bir varlık haline gelebiliyor.Neler duyuyoruz medyadan ,gözlerimize ve kukaklarimiza inanmıyoruz.Nasıl olur diyoruz ? Ama oluyor işte ,ne dersek diyelim oluyor.Ki bu akılalmaz durumlar hep birbirine en yakın insanlar arasında yaşanıyor. Anne -çocuk, karı- koca,kardeşler, akrabalar vs.arasında meydana geliyor, bu insanlık dışı olaylar.Nasil oluyor demeyin sakın,Allah o durumlara düşürmesin bizleri diyelim.İşte bunlar hep bencillikten,hep doyumsuzluktan,sorumsuzluktan oluyor.Herkes birbirinin kuyusunu kazma,işini bozma,Ayağına taş koyma derdinde .Kardeş kardesin malını makamını kıskanır,karı koca birbiriyle aşık atar,ana baba çocukları kendi istediği gibi olsun ister,onların da bir birey olduğunu ; bir hayatı ya da ailesi olduğunu düşünmeden hep kendilerinle ilgilensin ya da dediğini yapsın ister, dost dersin ufacık bir yanlışında sırtını döner, akraba çıkarına uymuyorsa elini ayağıni keser.Böyle sürer gider.Keşke bu kadar olsa, görüyoruz ki bazen hırs insanin gözünü döndürüp birbirlerinin canına, malına kasteder hale getiriyor.Nedir alıp veremediğimiz ,herkese yetecek kadarı var şu dünyada .Ama yetmiyor ki,bölüşmek istemiyoruz ki,En güzeli, en iyisi, en fazlasi bizde olsun istiyoruz.Biri aç gezerken diğeri tabağını bitirmeden kalkıyorsa ,tok açın halini anlamaya çalışmıyorsa bunlar hep insanoğlunun hırsı ve bencilliginden değil mi?
Bakıyorum biz anne babalara hep başkalarına nispet olsun diye çocuk yapıyoruz sanki .En akıllı çocuk benim,en çalışkan çocuk benim ,en efendi çocuk benim,en vefalı, en saygılı....Biz bu dünyaya kendimize çıkar sağlamak veya çevremize reklam yapmak icin mi getiriyoruz onları.Kardeş kardeşinin malını, makamını, huzurunu,mutluluğunu kıskanır mi? Dost dediğin arkadan iş çevirir mi? Akraba dediğin görümlük mü? Bunlar var işte ve yaşanıyor ,belki yaşamıyoruz ama duyuyoruz,görüyoruz maalesefbiz
Cehaletten diyoruz ya hep ,nice okumuş insanlar yapıyor bunları.Demek ki okumakla etmekle olmuyor.Bu başka bir sey,bu insanın vicdan ve merhametten yoksun olmasıyla alakalı.Okumak insani daha iyi bir insan yapmıyor maalesef,o iyilik ,güzellik insanin özünde olmadıkça neye yarar.
İşte "okumak cehaleti alır eşeklik baki kalır" dedikleri bu değil midir ? Gitgide insani duygularımızdan uzaklaşmaya başladığımız bir dönemdeyiz.Belki hep vardı ama ortaya çıkarmaya müsaade etmezdi geleneğimiz, ahlak anlayışımız ,inancımız bu tür duygu ve davranışları .Bir kıskançlığı varsa da utanç ve dışlanma duygusuyla yapamazdı insanlar.Simdi bireysellestikk, özgürleştik,koptu bağlarımız .Tek başımıza yeter olduk,geniş aile anlayışının yerini çekirdek aile aldı.Herkes kendi çekirdeğini koruma derdinde.Kendi ağacını dikme, kendi romanını kurma derdinde .Kim zarar görür, kim incinir umrunda değil.Yeter ki o kaybetmesin.
"Bölüşürsek tok oluruz,bölünürsek yok oluruz." dememişler boşuna.Bölünüyoruz gitgide;çoğalmak,çoğaltmak varken azalıyoruz,azaltıyoruz. Tüm iyi niyetletimizi üç kuruşa heba ediyoruz,benligimizin kölesi oluyoruz.Peki böyle olunca biz zarar görmüyor muyuz? Kaybeden kim başkaları mı? Elbette hayır .Kendi bindiğimiz dalı kesiyoruz aslında.Söylenecek o kadar şey var ki ama kelimeler kifayetsiz kalıyor ne yazık ki.
Bunları değiştirmek mümkün elbet ama herkes bir adım atmalı kendi adına, önce biz düzeltirsek kendimizi ,bir şeyler düzelir, biz sorumluluk duyarsak bir şeyler değişir.Hâlâ iyilik var, hâlâ güzellik var elbet.Olmasa nasıl ayakta kalacağız,nasıl dönecek bu devran.İyilik adına, iyi niyetle mücadele eden birileri hep olacak ama yetmez. Çünkü devrin vahşi girdabında dönüp duruyoruz.Bir el yetmez, bin el gerek;bir söz yetmez bin söz gerek.Kurtulalım bu enaniyetten,bu ataletten, bu vehametten.Dünya bizim etrafımızda dönmüyor, dönmeyecek. Herkes ektiğini biçmeden gitmeyecek.Bir temiz kalpten bir parça iyilikten başka neyimiz var bu dünyadan götüreceğimiz.
Kimseye yük olmadan yaşayalım.Biraz da eksik olalım ne çıkar.Kim ne derse desin biz doğruluktan şaşmayalim ,kim ne bilir içimizde kopan fırtınaları."Kim ne der "diye yaşamayalım.Evlerimiz,yollarımız ayrı olsa da niyetlerimiz ,gönüllerimiz bir olsun.Kendimiz icin istediğimiz her şeyi sevdiklerimiz icin de isteyelim.Hayat bayram olsun....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder