GÜZEL BAKMAK SEVAPTIR






GÜZEL BAKMAK SEVAPTIR
Bu sözü birçoğumuz yanlış biliriz. “Güzele bakmak sevaptır “denir halk arasında. Ha güzele bakmak sevap mı bilmem ama güzel şeylerin de insanın içini aydınlattığı da yadsınamaz.
Simdi soralım güzel nedir, güzellik nedir? Güzellik görecelidir derler. Birine güzel gelen bir diğerine öyle gelmeyebilir. Ama bazı güzellikler de vardır ki herkes aynı nazarla bakar. Bu iş biraz da kişi ile alakalıdır. Her insanın kendi içinde yarattığı bir estetik algısı vardır. Eğer o estetik algısına uyuyor ise onu güzel olarak nitelendirir. Ama benim anlatmak istediğim şey aslında her şeyin doğru açıdan bakarsak bir güzellik olduğudur. Zihnimizdeki tüm sınırlamaları kaldırırsak bunun mümkün olduğunu görürürüz. Çünkü güzellik sadece beş duyumuzla algıladığımız bir şey değildir aslında. Her şeyin içinde mutlaka gizli bir güzellik vardır. Bir suret olarak bakmamak sirete  bakmak gerekir.
Leyla Mecnun hikâyesini hepimiz biliriz. Hatta Leyla’nın oyle çok da güzel bir kadın  olmadığını da( öyle derler).Madem öyle mecnun bu kadını nasıl bu kadar sevdi ve onun güzelliğini dilinden düşürmedi.

-Devrin padişahı bir gün, Mecnun’u çağırır yanına, Leylayı o kadar merak etmiştir ve: " Mecnun, aşkından çöllere düştüğün Leyla’yı görmek istiyorum" der. Ülkenin dört bir yanına haber yayılır ve en sonunda Leyla padişahın yanına gider. Aynı odanın içinde Mecnun'da vardır. Leyla içeri girdiğinde padişah Mecnun'a dönüp: " Aşkından divane olup çöllere düştüğün Leyla bu mu?" der Mecnun ise: " Padişahım siz onu bir de benim gözümden görün" demiştir.

Peki, Mecnun hangi gözle baktı da herkese çirkin olan ona güzel göründü. Deriz ya ''Aşkın gözü kördür '' o da bu aşk yüzünden görmedi ondaki çirkinliği. İyi de madem öyle ilk gördüğünde ne düşündü ,eğer o zaman da Leyla ‘yı güzel gördü ise demek ki farklı bir gözle baktı ona.

Dostlar insan ancak ve ancak gönül gözü ile bakarsa gerçek güzelliği görür. Yoksa saçının rengi, gözünün rengi, yüzünün sekli diye bakarak değerlendiririz ve bu çok basit bir görüş olur.
Güzel bakmayı bilen için her şey güzeldir ve bu nazarla bakmak da insana en yakışandır. Nice güzeller sever insan da, bir bakar içi bir cehennem. Yüzüne dahi bakmak istemez o insanın, kaçıp kurtulmak ister. Nice güzel bitkiler vardır da özü zehirdir.
Demem o ki, her varlık özünde latiftir, çünkü onu yaratan güzeldir. Varsa bir çirkinlik ,ondan değil kişidendir. Aslan postu giyersen aslan görünürsün, sırtlan postu giyersen sırtlan görünürsün. Biz insan libası giyelim, hak gözlüğünü takalım ve öyle bakalım tüm mevcudata .Bilelim ki Allah çirkin ,necis hiçbir şey yaratmamıştır. Sadece gizlemiştir  güzelliği varlıkların içine ve özden bakanlara aşikar etmiştir. Hem içi hem dışı güzel olmak da büyük bir lütuftur elbet. Ama bizim gözümüz, dışta değil içte olmalıdır. Biliriz ki zaten insanın içi dışına da yansır. Kimse hakikatini gizleyemez. Gerçek er ya da geç ortaya çıkar. Hatta insanın gözleri yani bakışları öyle büyük bir aynadır ki anlarsınız oradan nasıl birinin baktığını. Boşuna dememişler" Gözler kalbin aynasıdır "diye.

Ama biz her ne olursa olsun bakacak güzel bir taraf bulmalıyızz her şeyde. Çünkü mutlaka vardır ,mutlaka. Mesela ben çok içimin ısınmadığı insanlar da bile güzel bir taraf görmeye çalışırım ve bulurum da. Belki çok kırıcı bir insandır ama çok güzel yemekler yapar. Ya da dışı yeterince güzel değildir ama içindeki güzellik ile neşe ve enerji saçar. Belki kötü bir idarecidir ama harika bir babadır. Belki boyu kısadır ama boyundan büyük isler başarır. Simdi ben nasıl bakayım ki? Sadece nefsime uyup olanı yok mu sayayım? Zihnimin yarattığı algıya mı uyayım,tek bir pencereden mi hayata bakayım,bu hem kendime hem karşıdakine haksızlık olmaz mı?

Doğrusu güzele dönük bir bakış açısı herkesi mutlu ve huzurlu kılar. Sürekli noksanlıklar peşinde olmak, kusur aramak, kusur görmek insanın ruhunu köreltir.Hüsn-ü zan etmek, hüsn-ü kelam etmek, hüsn-ü nazar etmek sevaptır işte. Güzele de bakınca hakkı görebilirsek bir sevaba girmiş oluruz.

Güzel bir hayat istiyorsak önce güzel bakmayı, güzel düşünmeyi ve güzel laf etmeyi öğrenmeliyiz.

Güzel bakalım,güzel kalalım..



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NE ARARSAN KENDİNDE ARA!

Divan Edebiyatı: Berceste Beyitler