Bitmek bilmeyen bir anlam arayışı içinde savrulup duran insan ne kadar da mahzundur.Hep dışarıda,uzaklarda aradığı ama kendinde mevcut olan şeyin aslında hiç farkında olamadan kıvranıp durur kavramlar, olaylar ve zaman döngüsü içinde.Gözlüğü gözünde olup da gözlüğünü arayan biri gibidir.İşte bir şey aramak için yola çıkınca bulduğun şeyin aradığın şey olmadığını anlamak zaman kaybettiriyor.Ama bu bir süreç işte ,bir sürü saçmalıktan bir sürü hatadan ve türlü denemeden sonra belki farkına varılabilecek bir bilmece gibi.Gerek yok yahu ! kendini ara, kendini bil,kendini bul ..diye diye düşünmekten yorulduk.Kendin kendinlesin zaten neyi arayacaksın ki sen.Bu kadar uğraşa gerek yok ,fazla yükleniyoruz kendimize.Olduğumuz gibi güzeliz işte ne var bunda , olmamız gerektiği gibiyiz ayrıca yani bir yılan halinden şikayetçi mi ? Neden yılanım da aslan değilim diye hayıflanıyor mu ? Doğada her şey yerli yerince olması gerektiği gibi olması gerektiği ölçüde.Dengede kal deniyor sürekli,zaten her şey dengede değil mi ,bu nasıl bir öneri ? Dengede kal degil dengede olduğunu bil ,kendini bil değil kendin gibi ol ve bunu bil ..Hakikat ve olması gereken tek şey olanı kabuldur.Her şeyi olduğu haliyle ve kendini de ,kabul etmek ve sevmek..Çok basit..Ama o kadar çok kafa karıştırıyorlar ki bu yeni nesil içsel aydınlanma uzmanları ve teknikleri yüzünden,insan kendini bileceğim derken büsbütün kendini unutup olmadığı bir şey olmaya zorluyor kendini.Sonra zaten olduğu haliyle dengede olan beden ve ruh uyumu bozulmaya başlıyor.Biz ,ne birileri gibi ne de birilerinin istediği gibi olmak zorunda değiliz.Biz sadece biz gibi olmak zorundayız,neysek o ne hissediyorsak o ne düşünüyorsak o..Sende olan sana aittir onu kaybetmen ya da sonradan kazanman gibi bir şey söz konusu değil.Bir şey sende ya vardır ya da yoktur o sonradan bir teknikle bir egitimle bir çalışma ile kazanılmaz.Tüm çalışmalar sadece sana sende olanı göstermek içindir seni olduğundan farklı biri yapmak için değil.Bu yüzden ekstra hiçbir çabaya gerek yok hatta çabaya gerek yok tek çaba kendini olduğun halinle kabul etmen ,sevmen ve kendine olan saygının kaynağını dışarıdan beklememendir.Sen zaten saygıya ,sevgiye ve övgüye layıksın ama bunu kimseden bekleme bunu bilerek yaşa ve herkesin de aynı durumda olduğunu bil.Herkes kendine has ve kendine özel .Bu yüzden kimseden de üstün değilsin kimse de senden üstün,her şey varlığıyla bu sistemin içinde özel bir yere sahip ve görevini yapmakta.Beyin önemli deyip barsakları hiçe sayabiliyor muyuz? kalp daha önemli deyip böbrek olmadan yaşayabiliyor muyuz?
İşte durum tam da bu..Birimiz hepimiz hepimiz birimiz için.Her şey bu sistem ( beden) ayakta kalsın diye görevini yapıyor bilse de bilmese de.Bilen de gerekeni yapacak bilmeyen de.Ama bilen ne olduğunu bilmiş olmanın farkındalığı ile bu durumdan haz ve huzur duyarak yaşayacak.Bilmeyen de bulunduğu durumdan şikayet ede ede kendini üzecek ama sonuçta yine olması gerekeni yapıyor olacak.
İkisinde de sonuç değişmiyor görüyorsunuz ki.Aradaki fark şu :Biri ne olduğunu bildigi için olandan memnun, diğeri hâlâ bir şeyleri değiştirmesi gerektiğini düşünerek ne yaparsa yapsın hep mutsuz.Çünkü olan değişmez,olanı olduğu gibi kabul etmektir olmasi gereken.
Şimdi herkes kendine iyi baksın,ne görüyorsan gördüğünden başkası değilsin ve olamazsın ve kimse sana kim olduğunu söyleyemez senden başka.Kendine iyi bak ,olmak istediğin kişi olmak için çareler arama ,olduğun halinle zaten olman gereken kişi olduğunu bil, yeter.
İşte yana yakıla aradığımız anlam tam da bu ..!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder