Kayıtlar

Mart, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MüKEMMELLEŞMEK

 Ey kusur arayan gözlerin sahibi ; Aradığın her kusuru buluyorsun.... Evet... Çokça kusur görüyorsun İnsanlar da.. Ama şunu bil ki.... Gördüğün her kusur senden bir parça taşıyor... Eleştiren zihninin sana yaptığı kötülüğü bir idrak etsen.. Aklından vazgeçersin.. Çevir Gözlerini.. Öze Dön... İçine bak... Gördüğün her kusurun izini.. Hatta özünü bulacaksın özünde.. Hayata geliş nedenini soruyor, sorguluyorsun; Geliş nedenin gerçekten de kusur aramak, bulmak... Ama kendinde... Varlık nedenin onları kapatmak.. Düzeltmek.. MÜKEMMELLEŞMEK... Gördüğün herkes sana Ayna olur.. Kusurların gelir seni bulur... Düşüncelerin bir varlık olur.. Karşında durur... Dinle... İçindeki çatışmayı... Dindir... O Kaos ve Kargaşayı.... Hz. Mevlana

HATIRLA!!

 HATIRLA Çocukken hiç sevgi görmemiş olmamız mümkün değil. Yoksa hayatta kalamazdık. Mutlaka biri, birileri vardı hayatımızda sevildiğimizi bize hissettiren.  Bu bir büyükanne, büyükbaba veya öğretmen, komşu, hatta bakkal amca bile olabilir. Hatırla! Sadece yaşadığımız olumsuz duygular baskın geldiği için unuttuk bu sevgiyi. Damağımızda az da olsa tadı kalmıştır, hatırla! Bugün yetişkin olarak kime, neye sevgiyle bakabiliyorsun? Bir bebeğe, bir çiceğe?  İşte bu sevginin sende de olduğunun bir işaretidir. İçine dön bak. Senin öz'ün  zaten SEVGİ. unuttun sadece. Hatırla! Aynaya baktığında, göz bebeklerinden sana bakan, işte o çocuk orda. Hatırla! O sabırla sevilmeyi ve kucaklanmayı bekliyor senin tarafından.  Bugün sahip olduğun yeteneklerini ve tüm güzel özelliklerini o çocuk sayesinde elde edebildin. Tüm zorluğa rağmen dayandı  ve sana neler neler verdi. Merhamet, güven, sadakat, sevinç hepsi onun o masum saf kalbinden geldi. Hatırla! Şimdii onu sarıp sarmalama zamanı, onun ebeveyn

KONFÜÇYUS'TAN SEVGİ ÜZERİNE

 Bir gün Konfüçyüs oğlu Lee'ye "Şiir üzerine çalışıyor musun?" diye sorar. Lee utangaç bir yüzle "hayır" cevabını verir. Bunun üzerine Konfüçyüs "Çalışma ve inceleme yapmayan bir insan yüzünü duvara dönmüş bir kimseye benzer. Yüzünü hep duvara dönük bir kimsenin güzel bir şey görmesine olanak var mıdır?" der. Konfüçyüs 56 yaşına gelince, Chung Tu şehrinin insanları kendisine baş yargıçlık görevini önerirler. Bir yıl geçmeden Chung-Tu halkı sorunsuz ve huzurlu bir topluma dönüşür. Bunun sırrını üstat şöyle açıklamaktaydı ; "İyi olanları ödüllendirdim. Kötü olanları cezalandırdım."  Onları daha mutlu hale nasıl getirdin? sorusuna da üstat şöyle cevap verir;  "Akıllı insanları seçip onları öğretmen yaptım ve herkese kendi çocuklarıymış gibi bakmalarını söyledim. İnsanlara iyiyle kötüyü anlatmak her zaman kolay değildir." Daha sonra Konfüçyüs, adalet bakanlığına getirilir. Üst düzey yöneticileri çağırarak şöyle der.  "Halkın peşind

PLATON'UN MAĞARA ALEGORİSİ

 Platon'un ünlü mağara alegorisini hepimiz biliriz ; Bir mağaranın içinde, dışarıdan gelen ışığa arkalarını dönük olarak ömürlerini geçirmiş olan insanların tek gördükleri önlerine vuran hayvan, insan ve nesne gölgeleridir. Gerçek formunu hiç görmemiş bu insanlar için tek gerçeklik bu gölgelerdir. Hapis olan kişilerden biri bir gün aniden serbest kalır. Mağaranın dışındaki dünya ile karşılaşır. Tamamen ışık ile yani gerçek ile tanışan bu kişilerin gözleri neredeyse körlüğü yaşar. Zamanla şimdiye kadar gerçek sandığı gölgelerin aslında gerçek olmadığını ve gerçeklerin birer karanlık yansıması olduğunu anlamaya başlar. Hayatın gerçeğini anlayan bu kişi mağaraya dönüp diğer insanlara gölgelerin sahte olduğunu ve asıl gerçeğin dışarıda olduğunu anlatmaya çalışır. Ancak dışarıyı hiç görmeyen bu insanlar anlatılanı idrak edemez ve kızgınlıkla karşı çıkarlar. Platon, mağara alegorisi yani benzetmesi ile bir şeyleri anlamaya başlamış olan filozofların bunu halka anlatamayışlarını örnekleme

ADEM OLAN ANLAR

  Erkek deyin siz ya da er ya da adam.Benim ''Adem'' diye bildiğim..O bir ilkti.Kimine İlk eş, ilk koca,ilk baba.Aslında ne ilk erkek ne ilk  eş,hepsinin ötesinde örnek ilk insandı. Her şeyiyle bakir ama her şeyi bilen; en güzelini ,en iyisini ,en latif olanını ama yalnızdı ve yarımdı.Tanrı ona kendini tanıması ve tamamlaması  için kadını bahşetti.O kadını bildi ,kadınlığı ..Onunla tanıştı,tanıdı,tamamlandı ,tam oldu.İnsan kendinden olanı bilmez mi ?En hassas yerini, en acıyan, en mahrem tarafını.Adem dediğin, işte kendini eksiltip kadına bağışlayan, kendini unutup kadını hatırlayan.Baktıkça kadının aynasına aşık olduğu , battıkça kalbine kadının, bahtı açılan; her şeyi bilirken ve her şeye sahipken eksik olan ,ama onunla tamamlanan .Ah Havva denen o ilahi tecellinin ancak aynasında görünen, koynunda büyüyen ,eteklerine tutunan ;ellerine muhtaç ,yüreğine müptela olan ,kendini bulan Adem..Cinsiyetiyle değil ünsiyetiyle hayatını dolduranın varlığıyla ayan ve ahsen olduğun

GERÇEĞİ HATIRLAMAK

Hayatın da bir şifresi var  Sadece ama sadece buna istekli, Merakı,sebatı,istidadı olanların çözebildiği bir sırrı var. Bu sırrı ifşa etmek insan olmanın gereği, Yaşamın düsturu,varlığımızın da onurudur. Ama zordur böylesi bir arzuya sahip olmak Bunu düşlemek ,peşine düşmek,gerçeği hatırlamak Zordur belini bükmek içinde büyüttüğün cehaletin  Zordur kırmak içinde soysuzlaşan   putların hükümranlığını Kendini kendin karşısında dahi eğmek.. Başka yolu yok derler özgürlüğün İnanmazsın ,kimse inanmak istemez.. Çünkü derler ya hani " cehalet mutluluktur " Herkes bu sahte mutluluğun peşinde yok olup gider , sıfatsız ve isimsiz.. Zamanın esiri zavallı bir köle gibi niteliksiz .. Adını sorsalar ardına koyabildiği tek şeyin bir soy ismi olduğu nispette menşesiz.. Biliyorum ki aradığın cevapları bulmak için gereken çaba , İçine düştüğün içgörüsüzlüğün menfaatine ters düşer.. Biliyorum ki muhtaç olduğun kudrete dair yeteneğin sahipsizdir.. Ve biliyorum ki sen kendine dahi sağır ve dilsiz

TARAFINI SEÇ!

 Yargılama kimseyi, şikayet etme kimseden .anlaşılmadığından yakınma,anlamaya çalış önce ,neden anlaşılmadığını anla.Sürekli suçlayarak,bahanelere sığınarak, haklı çıkmaya çalışarak gerçeğin ne olduğunu göremeyiz ki.Görmek için önce bakmak;duymak içinse dinlemek gerek.Bunları yapmadıysak eğer neye yarar haklıyı, haksızı aramak.Bırakalım tüm yaşananları ve kendimizi  bir kenara ve seyredelim dışarıdan ne olup bittiğini.Sonra düşünelim bakalım kim ne düşünüyor ,ne hissediyor diye .Oyun en az iki kişiliktir ,öyleyse kendimizi oyunun dışında tutamayız.Bir mahkeme kurulacaksa da davalı da davacı da hakim de avukat da biz olup yürütmeliyiz bunu.Somut deliller lazım bize, varsayımlar ya da tahminler değil .Kendimize karşı dürüst olmalıyız ,kendimizi yargılamayı bilmeliyiz önce.Cevaplara ulaştıysak da sonuç ne olursa olsun affetmeyi bilmeliyiz. Çünkü yapılması gereken en adil şekilde yapıldıysa sanık sandalyesinde birini oturtup illaki de ceza kesmenin anlamı yok.İnsan en büyük cezası vicdanıd

40 Yaş 40 Kandil

  Her yaşın bir güzelliği vardır derler ,doğru ama ben en çok 40'lı yaşlarımı sevdim.Her şey daha bir anlamlı,hayat daha bir oturaklı,zaman hele sağlık daha da değerli oluyormuş.Şikayetler azalırken,şükürler çoğalıyormuş .Çünkü insan kendini dinliyor ,dinledikçe anlıyor,anladıkça tanıyor ve her şeyi kendiyle bir, daha çok seviyormuş.Daha öncesi sanki bir kayboluş,bir arayış gibi.O   zamana kadar sadece hayatttan istemeyi bilirken sonrasında   neyi istediğini anlıyormuş insan.İstenen şeyin aslında vermek olduğunu da.Kendini vererek ,yüreğiyle,aklıyla,fikriyle ..Bu asla vazgeçmek ya da kendini hiçe saymak değil,aksine senin olmayanı verip karşılığında sende olanı bulmakmış. Birktirmemeyi de öğreniyormuş insan. Biriken her şeyin yük olduğunu da. Ne fazladan eşya,ne fazladan insan,ne fazladan duygu.Hepsi gereği kadar.Sadece bugün için, yarını düşünmeden, arttığı değil yettiği kadar.Yarını kim bilir,dün ise dünde kaldı.Küçük hesapları kalmıyormuş mesela insanın. Büyük küçük tüm hesa

Bedenin ve ruhun şifası sevgidedir

 Her şey ama her şey semah eder bu alemde istisnasız.Zerreden kürreye her varlık tavaf halindedir.Bir varlığı böylesi pervane eden tek şey hayatın kaynağı olan  katıksız ve sonsuz sevgidir.Her işin aslı,her yüreğin ihlası,düşüncenin ihyası,her bedenin şifası sevgidedir.Bu ilahi devran şaşarsa beden denen mevhum iradesini ,kuvvesini ve melekesini kaybeder.İnsanı ruhen ve bedenen hasta eden şey budur yoksa her yenilen ,içilen şey bedenin ritmine tabidir. Maksat her solukta o ritmi korumak,içindeki sese kulak vermek ve o ilahi devrana uymaktır.Yani her şeyi ; yaşanmış,yaşanan ve yaşanması mümkün olan her şeyi  ve her varlığı koşulsuz ve  olduğu gibi sevmek şart ve mutlaktır.. BAHAR BAYDAN

Kadın olmak neydi?

Kadın der ki: Ben başka kadınlara benzemem Kendime bakamam bir kadın gözünden Gözümde kalem yüzümde krem  Tırnaklarım boyalı saçlarım havalı.. Ben aynanın hakkını veremedim işte Onu bir dost gibi göremedim Karşısına geçip kendimi övemedim Bir parça akıl , buruk bir yürekle Bir yanıma geçmişi almışım bir yanıma gelecek  Geçtim oturdum kendimin karşısına Pirinç gibi ayıkladım didik didik kalan aklımı Kokusuna kanmadım entarimin Çitiledim kuruttum astım aslımı astarımı Dip bucak arıttım onardım yüreğimin her yanını Uzanıp da bir koltuğa yaslanıp bir kenarına İçim içimi yerken nasıl doyduysam Akşam ne yesem diye keyifle soramadım Tüm pahasını nasıl  ödediysem hayatın Pazar tezgahlarında sebzenin ucuzunu aramadım Olmadığı için kağıttan kalelerim hesabım denk düşmedi Kendime sordum hesabı, hep kendimde aradım Bir kadın gibi uyuyup bir kadın gibi uyanamadım Saçım başımdan fazlaydı aklımdaki karışıklık Balkonumda çiçeklerim de olmadı bir vazoda kurumuş güllerim de Bir fincan kahve kokusuna kar

Her şeyi olduğu gibi kabul et!!!

Kişinin kendi varlığının olumsuz taraflarını da kabul etmeyi öğrenmesi gerekiyor; Kişi ancak o zaman bütün olabilir. Hepimiz yalnızca olumlu tarafı yaşamak istiyoruz. Mutlu olduğunda bunu kabul ediyorsun; mutsuz olduğunda ise reddediyorsun. Ama bu ikisi de sensin. Her şey akıyorken müthiş hissediyorsun; her şey durup durgunlaştığında cehennemdeymişsin gibi hissediyorsun. Ama bu ikisinin de kabullenilmesi gerekiyor. Hayat böyle bir şey;¸Hayat içinde hem cenneti hem cehennemi birlikte barındırıyor. Cennet cehennem ayrımı sahte bir ayrımdır. Ne yukarıda bir cennet ne de aşağı da bir cehennem vardır; ikisi de buradadır. Bir an cennete , diğer an cehennemdesindir. Kişi kendi olumsuz tarafını da kavramalı ve o konuda rahatlayabilmelidir. O zaman bir gün şaşırarak göreceksin ki bu olumsuz taraf hayata tat, tuz katıyor. Bu gereksiz bir şey değil; hayata lezzet veriyor. Yoksa hayat son derece donuk ve tekdüze olurdu. Düşün ki kendini hep sadece daha mutlu ,daha mutlu , daha mutlu hissediyorsun…

Mutluluğu Erteleme

  Zamanın bizi umursamadan akıp gitme huyu varsa bizim de onu tutabilecek gücümüz vardır ha ne dersiniz?Zaman bildiğine geçip gidiyor sormuyor ve biz öylece bekliyoruz onun bir gün bizi istediğimiz an'a getirmesini .Yani bu esaret ya da boyun eğmek değil de nedir?Mesela ben özgürlüğü severim ,sabırsızlığım bundandır.Zamana bağlı kalmayı sevmedim ,sevemedim .Yani aklıma estiğince yaşamak hür hissettirir ve bu duyguyu çok severim.Tüm çerçeveleri kırıp bazen dışına çıkmak isterim. Yaşamak yaş almaktır oysa hayat nefes almak.Ben nefes almayı severim bana nefes aldıran şeyleri.Mesela sevmeyi,sevilmeyi ,mutlu etmeyi ,mutlu olmayı ve dair ne varsa.İnsanoğlu daha büyük işleri başarabilir de küçük şeyleri ıskalar genelde.Belki de bu yüzden o küçük şeylerin içinde saklı duran gerçeği kaçırmış olduğunun farkına varmaz .Hani akşam yemeği yoktur  ya da çamaşırlar yıkanmayı bekler kirli sepetinde ,belki de adım atacak yer yoktur  evde.Bu işler bitmeden sevgiye ,dinlemeye,dinlenmeye zaman ayırmak

Olmasaydın olmazdı

  Korkma.. SeV KEnDİNi İnsan kendi başına bir değerdir.. Ve verdiği tüm değerlerin  toplamı. Tüm sevgilerin kaynağı.. Her şeyin yegane anlamı.. Yani olmasak olmazdı gökyüzü.. Olmazdı böylesi güzel.. Özgürlük kanat çırpmazdı maviliklerde.. Kimse bilmezdi bilinmezdi  Kayıptı her şey bir bakıma.. Kelimeler silikti.. Eşya yerli yersiz.. Zaman bile esirdi kendine.. Düşünme duyduğun acıları Ve unutma ki hatırla kendini  Yokluğu bile var kılar varlığa muhtaçlığı.. Sen varsan mutluluk var umut var haz  var. seninle hakikattir hakikat demek ki.. Sendedir sır, ne gizliyse sende aşikar   olmasaydın  olmazdı şu hayat.. Korkma..doyasıya sev kendini.. B.baydan