Zamanın bizi umursamadan akıp gitme huyu varsa bizim de onu tutabilecek gücümüz vardır ha ne dersiniz?Zaman bildiğine geçip gidiyor sormuyor ve biz öylece bekliyoruz onun bir gün bizi istediğimiz an'a getirmesini .Yani bu esaret ya da boyun eğmek değil de nedir?Mesela ben özgürlüğü severim ,sabırsızlığım bundandır.Zamana bağlı kalmayı sevmedim ,sevemedim .Yani aklıma estiğince yaşamak hür hissettirir ve bu duyguyu çok severim.Tüm çerçeveleri kırıp bazen dışına çıkmak isterim. Yaşamak yaş almaktır oysa hayat nefes almak.Ben nefes almayı severim bana nefes aldıran şeyleri.Mesela sevmeyi,sevilmeyi ,mutlu etmeyi ,mutlu olmayı ve dair ne varsa.İnsanoğlu daha büyük işleri başarabilir de küçük şeyleri ıskalar genelde.Belki de bu yüzden o küçük şeylerin içinde saklı duran gerçeği kaçırmış olduğunun farkına varmaz .Hani akşam yemeği yoktur ya da çamaşırlar yıkanmayı bekler kirli sepetinde ,belki de adım atacak yer yoktur evde.Bu işler bitmeden sevgiye ,dinlemeye,dinlenmeye zaman ayırmak imkansızdır .Yaşam bu gereksiz şeyleri dert etmeyi öğretti bize.Sırf bu yüzden çocuğumuzun ,eşimizin,sevdiklerimizin zamanından çaldık.Halbuki ne gerek vardı aç kalsak ,yatacak yer bulamasak ya da giyecek bir eşya.Bunların telafisi vardı zaten ama ya yürekteki açlık, kafadaki dağınıklık ya da çıplak kalmış hayaller ne olacaktı.Bunlar değil miydi asıl zamana meydan okunması gereken şeyler.Hep ertelenmiş mutluluklarla doldurduk evimizi.İmkânları imkansız kıldık sebeplere bağlayarak. Hangi sebep bir yüreğe dokunmaktan, bir yüzü güldürmekten,güzel bir sözü işitmekten alıkoyar insanı. Hayal ettiklerimiz ,başarabildiklerimizden çok fazla.Neden biliyor musunuz? çünkü bize hayallerin zamanın tek rakibi olduğunu öğretmediler.Onun gerçekleşeceğini varsayarak yaşamak kırar zincirleri ve bu inanç yıkıp tüm sebepleri mümkün kılar olabilmesini.Öylece beklemek değil kastım,harekete geçmek küçük bir adım atmak çünkü yol almak istiyorsa insan o ilk adımı atmalı.İnsanın en büyük engeli zihnine geçirilmiş prangalardır.Öğrenilmiş çaresizliktir bu.Bizim öğretilmiş olana değil kanatlara ihtiyacımız var ve bu kanatlar bizim inancımız ve bu inancın kaynağı olan sevgi.Her şeyi mümkün kılabiliriz,zamanı aşabiliriz,mesafeleri azaltabiliriz,özgür olabiliriz.Hayat tek ve biricik. Ertelenecek kaç ömrü var ki insanın.Geç olmadan, keşke demeden ;belkilerden ,bakarızlardan,acabalardan kurtulmalıyız.Fırsat beklenmez çünkü aslında o hep hazırda bekleyen inatçı bir kalp ister.İnanın yürekten geçen şey için her an doğru an' dır.Yani sevdiğini söylemenin nesi kötü olabilir,özür dilemenin,birini mutlu etmeyi istemenin.Şimdi söyleyin ,bizim engelimiz hayat mı ,fırsatlar mı,imkanlar mı? Yoksa olabileceğine dair inancımızdaki kusur,gerçekleştirmek için yeterli olmayan zaman mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder