ÇOCUĞUMUZUN BAŞARISI BİZİM ELİMİZDE








BAŞARISIZ ÇOCUK YOKTUR!

Çocuklarımızın okulda başarısız olması sizi korkutmasın. Hayattaki başarı her zaman okul başarısı ile doğru orantılı olmuyor. Ayrıca okulda başarısız olan öğrenci hiçbir şeyi başaramaz diye de bir şey yok. Bu yüzden bu konuda çocuğunuzdan ümidinizi asla kesmeyin, başarısızlığı yüzünden onu eleştirip kırıcı olmayın. Hayatta tek başarı ders değildir. Kim bilir belki de farklı konuda yeteneği vardır, öncelikle çocuğumuzu iyi tanıyalım ve ona güvenelim. Ebeveynler çocuklarının sahip olduğu özellikleri iyi bilirler. Neye ne tepki verdiğini, neyi önemsediğini, nasıl düşündüğünü iyi bilirsek çocuğunun ihtiyacı olan güdülenmeyi ve motivasyonunu da sağlayabiliriz

Biliyoruz ki her insan farklıdır ve özeldir. Bu sebeple günümüzde eğitim bile bunu dikkate alarak revize edilmiştir. Çünkü her bireyin öğrenme biçimi birbirinden farklıdır. Kimi duyarak, kimi görerek, kimi okuyarak, kimi yaşayarak öğrenir. Eğitim içerisinde bu farklılıklara hitap edecek farklı uygulamalar ve yöntemler uygulanmaya çalışılır. Her öğrenciye uygun öğrenme ortamları yaratmak hedef alınır. Günümüzde teknolojinin de gelişmesiyle bu öğrenme ortamları zenginleşmiş, eğitim daha kalıcı ve etkili hale gelmiştir. Bunu anlatmanın nedeni şu:"öğrenemeyen öğrenci yoktur." Her birey öğrenmeye hazır ise kendi kapasitesi doğrultusunda gereken her şeyi yapabilir. Eğitimin ve teknolojinin ona sunduğu imkânları iyi değerlendirebilirse kendisinden beklenmeyen sonuçlara varabilir.

Bu sebeple başarısızlık sadece bir bahanedir artık. Çünkü istediğimiz her bilgiye ulaşabileceğimiz bir dönemdeyiz. Kimsenin başarısızlığını kişilere ya da eğitime yüklemek gibi bir bahanesi olamaz.

Biz anne babalar eğitim söz konusu oldu mu çocuğumuz için yoktan var ederiz. Ya da ailesinden yeterli desteği göremeyip hedefine ulaşmak için maddi manevi her türlü imkânı yaratan gençlerimiz var .O halde başarısızlık sadece küçük bir ihtimaldir ama asla imkânsız değildir.

Ayrıca hayattaki başarı sadece bir diplomaya bağlı değil. Bir diploması olmayıp yaptığı işte çok başarılı olan insanlar var. Diploma elbette ki önemli, özellikle günümüz şartlarını düşünecek olursak. Ama mutlak değil ,bu yüzden çocuklarımızı çevre ve mahalle baskısı yüzünden bir kaosun içine itmeyelim. Bize düşen onun ilgisini ve yeteneğini fark edip içinde var olan potansiyeli ortaya çıkarmak, kendine inanmasını sağlamaktır. Bunun belli bir yöntemi yok elbette.Ama çocuklar genellikle onun için değerli olan kişilerin sözüne daha çok itibar eder. Bu bir öğretmen, arkadaş, abi, abla anne, baba… vs. olabilir. Her çocuk kendine bir rol model arar, hem bilişsel hem de duyuşsal olarak. Kendini yakın hissettiği, içini açabildiği, onu anlayabilen biridir bu. Bazen bir kişi değil de tecrübeleri, içinde bulunduğu şartlar onu hayata karşı güçlü olmaya ve bunun sonucu olarak çalışmaya iter. Öncelikle biz onun içindeki çalışma güdüsünü ortaya çıkarabilirsek ya da o tılsımı bulabilirsek sonrası zaten kendiliğinden gelir.

Ne hikmetse kimi çocuklar doğuştan hırslı ve güdülenmiş geliyor sanki. Bu da yaradılış meselesi. Bunlar şanslı grup olarak düşünülebilir. Kimi de benim gibi sonradan kazanır o hırsı ve motivasyonu .Demek ki imkânsız yoktur bunu unutmayalım. Yeterince istersek her şeyi başarabileceğimize inanalım,inandıralım.

Bir diğer husus, uzun yıllar hiçbir çalışma gayreti göstermemiş çocuğu buna hazırlamaktır. Çünkü onlar ipin ucunu kaçırmıştır. Aslında sorun da burada, her şeyin farkındadır, çalışmak zorunda olduğunu düşündüğü noktaya gelmiştir ama bir türlü masanın başına gecemiyordur. İste bizler onlara kaçırdığı o ipin ucunu gösterip yeniden başlamasını sağlayabiliriz. Çocuğun kafasındaki ilk soru şudur çünkü " peki ama nereden ve nasıl başlayacağım" . Bu işi çözdük mü gerisi kolay. Eğer bu aşamaya gelebildiysek geriye ona yol göstermek kalıyor. Bu konuda eksik kalıyorsak da birinden yardim alabiliriz.Bu süreçte manevi destek her şeyden önemli. Eğer masanın başına oturmayı başarabildiyse ve içsel güdülenme de oluştuysa bir şekilde yol alırsınız. Ayrıca onun kendisi ve geleceği ile ilgili hayallerinde itici güç olun, tabiri caizse gaz verin devamlı.

Şunu da belirtmek istiyorum; çocuğumuz illaki doktor, mühendis, avukat, bilim adamı olacak diye bir şey yok. Ama çok iyi bir müzisyen, çok başarılı bir yazar ya da sanatçı belki sporcu hatta piyanist hatta zanaatkar olabilir. Genellikle bunları küçümseyip burun kıvırıyoruz.Fakat  bu saydıklarım özel yetenek isteyen meslekler. Öyle küçümsenecek türden işler de değil. Çocuklarımızı iyi tanıyalım derken bunu kastettim. Yani yeteneklerinin farkında olmalıyız. Belki de ihtiyacı olan ve onu başarıya götürecek olan şey iyi bir oyuncu olmaktır ya da başarılı bir sporcu ,yetenekli bir aşçı...Kendi biçtiğimiz rolleri onlara empoze etmeyelim. Kendimizin başaramadığı ya da olmasını isteğimiz şeyleri onlardan beklemeyelim. Bırakalım kendilerini iyi ve özgür hissettikleri alanlarda başarılı olsunlar. Onları hayalleri konusunda yargılamayın, başkalarının gözünden değil onların gözünden bakın hayata. Önemli olan şey onların mutlu ve sağlıklı bireyler olması değil mi? Hatta önce iyi bir insan olmak. O zaman sabırlı ve anlayışlı olup rehberlik edelim . Kimse karşısında sürekli nasihat eden biri olsun istemez. Örnek olacak, rehber olacak, destek olacak birileri olsun ister. Netice de bizim çocuğumuz yine bizim artı ve eksilerimizin bir sonucu olarak durur karşımızda. Onların durumundan kendimize de pay çıkaralım. Dediğimiz gibi başarı tek yönlü değildir, okul başarısı elbette önemli ama ölçüt degildir. Dünyada nice başarılı insan vardır ki okul hayatı boyunca kendisinden beklenen başarıyı sağlayamamıştır.

Çocuğumuzu sınırlamayalım, gerektiğinde tercihlerinde özgür bırakalım, ona rehber olalım ve asla ümidimizi kesmeyelim. Her İnsan bir topraktır ve henüz görmesek de bir yerde mutlaka filizlenmeyi bekleyen bir tohum vardır içinde .

Onun güzel ve meyve veren bir ağaç olması hepimiz adına bizler gerekeni yapmalıyız.

 

 

 

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NE ARARSAN KENDİNDE ARA!

Divan Edebiyatı: Berceste Beyitler