ÇOK BİLENLERE






Günümüzde herkes ne kadar da çok şey biliyor;ne kadar iyiyiz,ne kadar anlayışlı ve ne kadar da çokuz.Hicbir eksiğimiz, kusurumuz yok.Etrafimız yanlışlarla dolu, oysaki biz ne kadar da doğruyuz.Bunları söylerken kendimi de işin içine katarak yazıyorum. Çünkü ben de o girdabın icinde sıkışıp kalıyorum .Halbuki o kadar çok yoruyorum ki kalbimi ve zihnimi bu varlık aldatmacısından sıyrılmak için.Kendimi kandırmaktan korkarken belki de başkasını kandırıyorum olmadığım gibi görünerek.Sonra bunu düşünüyorum ve tekrar dibe vuruyorum.Biliyorum ki hâlâ  ne olması gerektiği gibiyim ne de olması gereken yerde.Sadece yerdeyim,yüzüm göğe baksa da,kuşlar gibi uçabildiğime inansam da ayaklarım yere bastığında anlıyorum ne olduğumu ve ne olmadığımı.Şimdi diyebilir miyim ki,benim kalbim temiz,niyetim halis kimseye de bir zararım yok ,kendi halimdeyim.Evet öyle olduğuma inanıyorum  elbet ama biliyorum ki aksini düşündürecek şeyler yapmışımdır.Peki kime göre, neye göre? Kim ne derse desin mühim de değil fakat kendi adıma  yetmez ,yetmiyor,yetmeyecek.Çünkü şu dünya  gerçeğin sadece bir simülasyonu ,evrenin sadece küçük bir noktası ve insan ise o noktanın içinde neredeyse  bir zerre bile değil.Varlığım bile bir hiç iken neyi  iddia  edebilirim ki.İşte insan bunları idrak ettikçe, kendi gözünde küçülüyor fakat özünde  ise ufka  yer açıyor.Geniş bir perspektiften, farklı bir boyuttan hayatı kucaklayıp kabını esnetiyor.Şimdi kapıyı kim çalsa buyursun gelsin.Orada herkesin sığacağı bir yer,doyacağı bir aş,bakacağı bir pencere var,diyebilmek ne güzeldir kim bilir!
Şimdi başa dönersek, hangimiz  bu kadarını düşünür, kaçımız kendini yanlışa yakışır görür ,kaçımız hatasını bilir ya da  kendinden şikayetçi olur ki.Olmuyoruz,olamıyoruz ama öyle sanıyoruz  nedense.Ama' larla başlayan  cümlelerle kusurlarımızın üstünü örtüyoruz.Dev aynasında gerdan kırıp, hakikatimizle yüzleşmekten korkuyoruz,ben buyum demeye cesaretimiz  yokken etrafımızdakileri  yargılamaya ve hüküm vermeye bayılıyoruz . Oysa en büyük güç doğruluk,en büyük cesaret ise kendimizle yüzleşebilmektir.Herkesten ve her şeyden kaçabiliriz ama özümüzden kaçamayız.Duygu ,düşünce ve davranışlarımızın sorumluluğunu alacak iradeye sahip olmak zorundayız.Zayıf  bir irade,kof bir anlayış , toy bir akıl, ehilsiz bir ruh ile  nasıl hayatı ve insanları sorgulayabiliriz ki.
Her şeyi bilmeyelim,yeterince bilelim.Bildiğimizi de  lüzumunca söyleyelim.Çevremizden dürüstlük ve samimiyet beklemeden önce kendimize dürüst olalım.
Kimsenin akla ve nasihate ihtiyacı yok ,hepimizin biraz susmaya ve çokça dinlemeye ihtiyacı var.Yaşam bizler için usta bir öğretici ,sabırlı bir yol gösterici.İyi bir öğrenci için alınacak ders fazlasıyla mevcut.Almasını ve anlamasını bilene...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NE ARARSAN KENDİNDE ARA!

Divan Edebiyatı: Berceste Beyitler