Attila İlhan'ın "Mahur Beste" siirinin hikâyesi

 Attila İlhan'ın "Mahur Beste" siirinin hikâyesi 🍁

Atilla İlhan’ın bu güzel şiiri yazıldıktan çok sonra bestelendi halka mal oldu. Şiire herkesçe bir anlam yüklenmeye çalışılsa da işin aslı bilinmemekteydi. “Büyük bir aşk hikayesidir herhalde” denildi hep.Çünkü hepimiz şiirdeki "müjgan"ın bir kadın olduğunu düşünmüşüzdür. Lakin işin aslı öyle değil. Şiirdeki müjgan, bir aşk hikayesi değil.Müjgan sözcüğü tekil hali muje, çoğul hali müjgan olup Farsçadan güzel dilimize intikal etmiş ve asıl manası "kirpikler" olan bir sözcüktür.Şiirde de kirpik olarak  kullanılmıştır. Bugün bu kelimenin ‘kirpik’ demek olduğunu bilmeyen de çoktur.. 

Atilla İlhan, bu şiirin hikayesini şöyle anlatır:


“12 Mart sonrası kahır günleriydi. Bir sabah radyoda duyduk ağır haberi: Deniz’lere kıymışlardı. Karşıyaka’dan İzmir’e geçmek için vapura bindim. Deniz bulanıktı; simsiyah bir gökyüzünün altında hırçın, çalkantılı… Acı bir yel esintisinin altında aklıma düştü ilk mısra… Vapurda ıssız bir köşe bulup yüksek sesle tekrarladım. Vapurdan inince de rıhtım boyunca bu ilk mısraları tekrarlayarak yürüdüm. İşte o mısralar…


O mahur beste çalar

Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız

O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız

Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız

Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız

O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız

Bir yangın ormanında püskürmüş genç fidanlardı

Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı

Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı

Gittiler akşam olmadan ortalık karardı

Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra

Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara

Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara

Geceler uzar hazırlık sonbahara


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NE ARARSAN KENDİNDE ARA!

Divan Edebiyatı: Berceste Beyitler