40 Yaş 40 Kandil

 


Her yaşın bir güzelliği vardır derler ,doğru ama ben en çok 40'lı yaşlarımı sevdim.Her şey daha bir anlamlı,hayat daha bir oturaklı,zaman hele sağlık daha da değerli oluyormuş.Şikayetler azalırken,şükürler çoğalıyormuş .Çünkü insan kendini dinliyor ,dinledikçe anlıyor,anladıkça tanıyor ve her şeyi kendiyle bir, daha çok seviyormuş.Daha öncesi sanki bir kayboluş,bir arayış gibi.O  zamana kadar sadece hayatttan istemeyi bilirken sonrasında  neyi istediğini anlıyormuş insan.İstenen şeyin aslında vermek olduğunu da.Kendini vererek ,yüreğiyle,aklıyla,fikriyle ..Bu asla vazgeçmek ya da kendini hiçe saymak değil,aksine senin olmayanı verip karşılığında sende olanı bulmakmış.

Birktirmemeyi de öğreniyormuş insan. Biriken her şeyin yük olduğunu da. Ne fazladan eşya,ne fazladan insan,ne fazladan duygu.Hepsi gereği kadar.Sadece bugün için, yarını düşünmeden, arttığı değil yettiği kadar.Yarını kim bilir,dün ise dünde kaldı.Küçük hesapları kalmıyormuş mesela insanın. Büyük küçük tüm hesabı zaten kendiyle.Ne kimseden alacaklı ne de kimseye borçlu kalmadan yaşamanın tadına varmak.

Bırakıyormuş insan kendini bir tüy gibi ,rüzgar nereye eserse.Mutluluk mu? Mutluluk bir gölge oyunu.Sen varsan var, yoksan yok.Dilersen mutlu olabilirsin bunun açık bir formülü de yok.Ama eğer geçmişle bir hesabın yoksa gelecekten de bir alacağın zaten mutlusun demektir.Şimdi  ,şu anda ne varsa o kadarına razı ve müteşekkir.Şimdi, şu anda ne kadarına aklı,kalbi ve gücü yetiyorsa oraya koşabilmeliymiş insan.Ne yapacaksa bugün yapmalı,ne diyecekse bugün söylemeli ve bugünü kendine ve sevdiklerine hediye etmeliymiş.

Öncelerde bildiğini sanırmış, anlaşılmak ve sevilmek istermiş. 40 'tan sonra ne kadar az bildiğini bilirmiş,anlaşılmayı değil anlamayı seçermiş,sevilmeyi değil sevmeyi istermiş.Meğer her yaşta bir kandil yanarmış da 40 kandil yanınca aydınlanırmış insan.Öncesi loş bir temaşa.Şimdi her şey yerli yerinde ,siyahsa siyah beyazsa beyaz.Her şey benim istediğim değil  olması  gerektiği renkte diyebilmekmiş.İşte bunları diyebilmek için bir  kandil yanarmış insanın yüreğinde her gece ve yanan o 40 kandil ,  insan kaybettiği yolu bulduğunda ve  kendi kandil olduğunda  bir bir sönermiş.

Bu yaşlarda her gün ve yeniden farklı bir gözle bakmayı öğreniyormuş insan. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını,her gün aynı gibi gözükse de başka bambaşka olduğunu,bir anın diğerine benzemediğini ,tıpkı kar taneleri gibi.Her an yeni bir mucize ,her an yeni bir hayat.

Bundan sonrası doyasıya yaşamak.. yaşamak..



YAZAN:BAHAR BAYDAN

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NE ARARSAN KENDİNDE ARA!

CÜMLE BİÇİMİNDEKİ DEYİMLER